Etiket psikoterapi

Şema Terapi

Şema Terapi Nedir?

Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) temellerinden beslenen, psikodinamik öğeleri de içine alan, özellikle erken dönem çocukluk yaşantıları ve temel duygusal ihtiyaçların karşılanma biçimleri üzerine odaklanan modern bir psikoterapi yaklaşımıdır. Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş olup, özellikle kişilik bozuklukları ve kronik psikiyatrik sorunlarda, geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı alanlarda etkili bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.

Şemaların Kökeni ve İşleyişi

Şema kavramına ilk olarak BDT’nin kurucusu Aaron T. Beck 1970’lerde değinmiştir.

  • Şemalar, beynin olayları hızlıca anlamasını, değerlendirmesini ve varsayımlarda bulunarak enerji tasarrufu yapmasını sağlayan zihinsel yapılardır.
  • Temel işlevleri, yaşantıları “bloklar halinde” alıp duygusal, düşünsel ve davranışsal tepkiler üretmektir.
  • Bilgisayar programcılığındaki “class” kavramına benzetilebilir: Girdiler (yaşantılar) bu yapıya gelir ve önceden programlanmış çıktılar (tepkiler) üretilir.

Şemaların Hayatımızdaki Önemi

  • Çocuklukta oluşan şemalar, zamanla katılaşarak kişiliğin çekirdeğini oluşturur.
  • Günlük yaşamda çoğu zaman otomatik çalışırlar.
  • İşlevsel şemalar hayatı kolaylaştırırken, uyum bozucu şemalar kişiyi tekrarlayan olumsuz döngülere sokar.

Örneğin, “terkedilme şeması” olan bir kişi ilişkilerinde sürekli kaygı yaşayabilir; bu kaygı davranışlarına yansıdıkça partnerinde uzaklaşma tetiklenir ve şema bir kez daha doğrulanmış olur.

Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar

Şema Terapi kuramına göre 18 farklı Erken Dönem Uyum Bozucu Şema tanımlanmıştır. En sık görülenlerden bazıları şunlardır:

  • Kusurluluk / Utanç
  • Başarısızlık
  • Aşırı Eleştiricilik / Yüksek Standartlar
  • Olumsuzluk / Karamsarlık
  • Bağımlılık / Yetersizlik
  • Terkedilme / İstikrarsızlık
  • Cezalandırıcılık / Acımasızlık

Bu şemalar, bireyin duygularını, ilişkilerini ve yaşam seçimlerini derinden etkileyebilir.

Şema Modları ve Baş Etme Yolları

Şemalar yalnızca düşünce kalıpları değil, aynı zamanda mod adı verilen duygu-düşünce-davranış bütünleri halinde yaşanır. Örneğin, “incinmiş çocuk modu” bir şemayı tetiklediğinde birey aşırı hassasiyet, öfke veya içe kapanma yaşayabilir.

Baş etme yolları genellikle üç ana başlıkta toplanır:

  1. Teslim – Şemaya boyun eğmek.
  2. Kaçınma – Şemayı tetikleyecek durumlardan uzak durmak.
  3. Aşırı Telafi – Şemanın tam tersini yaparak onun varlığını bastırmaya çalışmak.

Şema Terapide amaç, bu döngüleri fark etmek ve daha sağlıklı baş etme yolları geliştirmektir.

Şema Terapide Kullanılan Teknikler

Şema Terapi, hem bilişsel hem de deneyimsel yöntemleri birleştirir:

  • Bilişsel teknikler – Şemaların mantıksal sorgulanması.
  • Duygusal teknikler – Sandalye çalışmaları, imgeleme, yeniden ebeveynlik gibi yöntemlerle geçmiş deneyimlere müdahale.
  • Davranışsal teknikler – Yeni ve sağlıklı davranışların uygulanması.

Sonuç

Şema Terapi, özellikle kişilik bozuklukları, tekrarlayıcı ilişki problemleri ve kronik depresyon gibi zorlayıcı alanlarda güçlü bir terapi yöntemidir. Erken dönem deneyimlerin bugünkü yaşamla bağlantısını kurması ve hem bilişsel hem de duygusal müdahaleleri bir arada sunması, onu modern terapiler arasında özel bir yere taşımaktadır.

Randevu Al

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Tanım, Belirtiler ve Tedavi

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), insanların günlük yaşamlarını etkileyen, sürekli bir endişe, gerilim ve gerginlik duygusuyla karakterize edilen bir ruh sağlığı bozukluğudur.

Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engelleyebilir. YAB yaşayan kişiler her durumda en kötü olasılığı düşünür, kontrolün kendi ellerinde olmadığını kabullenmekte zorlanır ve çoğu zaman olumlu ihtimalleri göz ardı eder.

Endişe genellikle sağlık, aile, para veya iş gibi konulara odaklanır. Kontrol edilemez hale gelen bu kaygı hali en az 6 ay boyunca, neredeyse her gün ve gün boyu devam eder.


Görülme Sıklığı

YAB’ın yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık %5–6’dır. Yani her 100 kişiden 5–6’sı hayatlarının bir döneminde bu rahatsızlığı yaşayabilir.
Ayrıca YAB, yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğu olarak bilinir.


Belirtiler

Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun tipik belirtileri şunlardır:

  • Sürekli endişe ve gerginlik hissi
  • Zihinde durmadan dolaşan kötümser düşünceler
  • Kas gerginliği ve huzursuzluk
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Dikkat dağınıklığı veya uyku sorunları
  • Fiziksel şikâyetler (baş ağrısı, mide rahatsızlığı vb.)
  • Anksiyete nedeniyle belirli durumlardan veya etkinliklerden kaçınma

YAB Nasıl Gelişir?

YAB genellikle çocukluk ve genç erişkinlik döneminde başlar, sinsi ve yavaş bir seyir gösterir. Belirtiler dönemsel olarak azalabilir veya alevlenebilir. Stresli yaşam olayları olduğunda şikâyetler genellikle artar.

Hastalığın oluşumunda şu faktörler rol oynar:

  • Kalıtsal etkenler
  • Beyin kimyasındaki değişiklikler
  • Kişilik özellikleri
  • Stresli yaşam olayları

Hastalar çoğu zaman yorgunluk, gerginlik, kas ağrısı ve baş ağrısı gibi bedensel şikâyetlerle psikiyatri dışı branşlara başvurur. Bu durum, doğru tanının konmasını ve tedavinin başlamasını geciktirebilir.


Tedavi Seçenekleri

1. Psikoterapi

2. İlaç Tedavisi

  • Antidepresanlar (SSRI, SNRI grubu) sıklıkla kullanılır.

3. Doğal Yöntemler

  • Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler faydalı olabilir.

4. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

  • Düzenli egzersiz
  • Sağlıklı beslenme
  • Yeterli uyku
  • Stres yönetimi becerileri

Sonuç

Yaygın Anksiyete Bozukluğu, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir ruh sağlığı sorunudur. Ancak doğru tanı, uygun tedavi ve destekle belirtiler kontrol altına alınabilir.

Erken tanı ve tedavi, hem semptomların azalmasına hem de daha sağlıklı bir yaşam sürmeye yardımcı olur. Her durumda, profesyonel bir sağlık uzmanına başvurmak en doğru yaklaşımdır.

Randevu Al

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Daha önce Anksiyete Bozuklukları grubunda sınıflandırılmış olan OKB (DSM-4), kökenlerinin farklılığı nedeniyle DSM-5’te bağımsız bir hastalık grubu olarak tanımlanmıştır. Her 100 kişiden yaklaşık 2-3’ünü etkiler ve genellikle 20-30 yaşları arasında başlar. Sıklıkla kronik bir seyir izler. Daha nadir olarak çocuklarda boğaz enfeksiyonunu takiben görülen tikler veya bazı beyin hasarları sonrası da ortaya çıkabilir.


Obsesyon ve Kompulsiyon

OKB iki ana bileşenden oluşur:

Obsesyon:
İstenmeden gelen, kişiye yoğun sıkıntı veren, takıntılı düşünceler. Kişi bunları mantıksız bulsa da engelleyemez.

Kompulsiyon:
Obsesyonların yarattığı sıkıntıyı azaltmak amacıyla tekrarlanan davranışlar veya zihinsel eylemler. Örnekler: aşırı el yıkama, belirli ritüelleri uygulama veya düşünceleri zihinde tekrarlama.

OKB, kişiye yoğun sıkıntı verir ve çoğunlukla depresyonla birlikte seyreder. Depresyon, baş etme kapasitesini azaltarak kısır bir döngü yaratabilir.


En Sık Görülen Türleri

  • Bulaşma / Temizlik: Aşırı el yıkama, temizlik ritüelleri
  • Emin olamama / Kontrol: Kapı, ocak, ütü gibi cihazları tekrar tekrar kontrol etme
  • Simetri / Düzen: Nesneleri simetrik hale getirme veya çizgilere basmama
  • Batıl inançlar / Uğurlu / Uğursuzluk: Takıntılı inançlara göre davranış
  • Sayma: Belirli sayıda eylemleri tekrar etme
  • Dini içerikli düşünceler: Dini inançlara ters düşen istenmeyen düşünceler
  • Cinsel içerikli düşünceler: Kişinin değer yargılarına aykırı düşünceler
  • Dokunma: Eşyaya dokunmadan işe başlayamama

Not: Bu davranışların bazılarını insanlar zaman zaman deneyimleyebilir; ancak OKB’de yoğunluk, sıklık ve günlük yaşamı bozma düzeyi hastalığın ayırt edici özelliğidir.


Hastalık Düzeyinde Belirtiler

OKB, bireyin günlük aktivitelerini aksatıyor, ruhsal olarak yorgunluk yaratıyor ve işlevselliğini azaltıyorsa hastalık düzeyinde kabul edilir. Bu durumda mutlaka profesyonel destek alınmalıdır.


Tedavi Seçenekleri

  1. Psikoterapi:
    • Orta ve hafif düzey OKB’de genellikle tek başına yeterli olur.
    • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) en etkili yöntemdir.
    • Özellikle maruz bırakma ve tepki önleme teknikleri (ERP), nüksleri azaltır.
  2. İlaç Tedavisi:
    • Ağır düzey veya başka psikiyatrik hastalık eşlik ediyorsa ilaç + psikoterapi önerilir.
    • Genellikle SSRI tipi antidepresanlar kullanılır.

Not: OKB kronik ve nüks etmeye eğilimlidir; düzenli psikoterapi nüksleri azaltır ve yaşam kalitesini artırır.

Randevu Al