Aile Terapisi

Aile ve Çift Terapisi Nedir?

Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre aile, “erkeğin ve kadının çocuklarıyla oluşturdukları, iş bölümüne dayalı; çekirdek veya geniş aile gibi tipleri olan toplumsal ve ekonomik temel birlik” olarak tanımlanmaktadır.

Aile ve çift terapisi, aile içinde veya çiftler arasında yaşanan zorlu süreçleri ele alarak:

  • Çatışmaların çözülmesini sağlamak,
  • Tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişim ve gelişimini desteklemek,
  • Aile içi ilişkileri düzenleyip diğer insanlarla ilişkilerin sağlıklı olmasını sağlamak

amacını taşır (TPD).


Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi Nedir?

Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi (BDT), tek başına ayrı bir terapi türü değil; Bilişsel Davranışçı Terapinin (BDT) temel ilkelerinin aile içi etkileşimlere ve çiftler arası ilişkilere uygulanmış özel bir formudur.

Bu terapi, aile üyelerinin:

  • Zihinsel şemalarını ve düşünce kalıplarını,
  • Sorun çözme ve iletişim becerilerini,
  • Bireysel ve toplu davranışlarını

hedefleyerek, sağlıklı değişim ve gelişimi destekler.


Çift ve Aile Terapisinin Amaçları

Evlilik veya duygusal birliktelik, sağlık, huzur ve mutluluk içinde sürmesi istenen bir kurumdur. Ancak bu süreç her zaman sağlıklı ilerlemeyebilir. Çiftler, ani bireysel veya çevresel etkenler, zamanla biriken sorunlar nedeniyle ilişkide denge kaybı yaşayabilirler.

Bilişsel Davranışçı Aile Terapisinin hedefleri:

  • Sağlıklı iletişimleri artırmak,
  • Çiftlerin otomatikleşmiş bilişsel çarpıtmalarını fark ettirmek,
  • Evlilikte doyum ve mutluluğu yeniden inşa etmek,
  • Aile içi huzuru, saygıyı ve yuva sıcaklığını desteklemek,
  • Gerektiğinde evliliğin sağlıklı şekilde sonlanmasına yardımcı olmak

Çiftlerde Sık Karşılaşılan Bilişsel Çarpıtmalar

Çiftler arasındaki düşünce hataları çoğu zaman otomatikleşir. Bunların fark edilmesi ve düzeltilmesi terapide temel bir adımdır:

  • Zihin okuma: Karşındakinin ne düşündüğünü varsaymak
  • Aşırı genelleme: Bir olaydan tüm ilişkiye dair çıkarım yapmak
  • Seçici algılama: Sadece olumsuz yanları görmek
  • Kişiselleştirme: Her olayı kendi üzerine almak
  • Keyfi çıkarımlar: Mantıksız sonuçlara varmak
  • Büyültme / Küçültme: Sorunları abartmak veya küçümsemek

Ayrıca, her bireyin evlilik ve aile ile ilgili zihninde önceden oluşmuş uyum bozucu şemalar bulunabilir. Bu şemalar, uygun şekilde ele alınmadığında çatışmaları artırabilir.


Nelere Dikkat Edilmeli?

Çiftlerin terapiden beklentisi sıklıkla “haklılığımı kanıtlamak” üzerine odaklanır. Bu yaklaşım yanlış olup terapide fayda sağlamaz. Önemli olan:

  • Şikayetleri paylaşmak yerine çözüm odaklı yaklaşmak,
  • “Birlikte neyi nasıl daha iyi yapabiliriz?” sorusunu önceliklendirmek,
  • Zaman ve çaba harcamaya hazır olmak,
  • İçten, dürüst ve olumlu bir yaklaşımla adım atmak

Bu adımlar, çiftlerin ilişkisini hızla iyileştirebilir ve sorunların çözümünü kolaylaştırır.

Randevu Al

Şizofreni

Şizofreni Nedir?

Şizofreni, sıklıkla 20-30’lu yaşlarda başlayan ve kişide toplumsal ve mesleki işlevsellik kaybına yol açabilen bir psikiyatrik hastalıktır. Erkeklerde genellikle daha erken, kadınlarda ise daha geç dönemlerde görülür. Erkeklerde kadınlara göre daha sık olup, toplumda görülme oranı yaklaşık %1 civarındadır.

Hastalığın gelişiminde biyolojik ve genetik yatkınlıklar önemli bir rol oynasa da, bu yatkınlıklar her zaman şart değildir.


Belirtiler

Şizofreni, pozitif ve negatif belirtiler olarak iki ana grupta incelenir:

Pozitif Belirtiler:

  • Halüsinasyonlar (sesler duyma, hayaller görme)
  • Konuşmalarda dağınıklık
  • Tuhaf veya anlamsız davranışlar
  • Donakalma veya ani hareket durmaları

Negatif Belirtiler:

  • Duygusal donukluk
  • Yüz ifadesinde azalma
  • Düşünce ve konuşmada yavaşlama
  • Aktivite veya içerik azalması

Hastalık bazen 18 yaşından önce başlarsa;

  • 12-18 yaş arası: erken başlangıçlı
  • 12 yaşından önce: çok erken başlangıçlı

Başlangıç öncesinde, tuhaf düşünceler ve davranışlar, depresyon veya obsesif kompulsif belirtilerle başlayabilir ve zamanla şizofrenik tabloya dönüşebilir (prodromal dönem).


Hastalığın Seyri ve Erken Tanı

  • Erken başlangıç yaşı ve yavaş seyreden başlangıç belirtileri, olumlu gidişat için avantaj sağlar.
  • Erken tanı ve tedavi, hastalığın ilerleyici seyrini yavaşlatır; örneğin düşünce fakirleşmesi ve işlev kaybı gibi kalıcı kayıpların önüne geçebilir.

Tedavi Yaklaşımları

Biyolojik tedaviler, şizofrenide temel ve etkin tedavi yöntemleridir. Psikoterapi tek başına yeterli değildir, ancak ilaç tedavisine eklenen psikoterapi ve rehabilitasyon desteği hastanın iyilik halini olumlu etkileyebilir.

Kullanımı sınırlı olan bazı terapi türleri:

  • Psikodinamik terapiler
  • Hipnoz / hipnoterapi
  • Şema terapisi

Bu yöntemlerin psikotik bozukluklarda tek başına yeterli olmadığı, ayrıca deneyimli uzmanlar dışında ve hastalığı olumsuz etkileyebilecek teknik sınırlamalara dikkat edilmeden uygulanmaması gerektiği düşünülmektedir.

Bununla birlikte:

  • Grup terapileri,
  • Destekleyici terapiler,
  • Uğraş terapileri

sıklıkla uygulanmakta ve hastaların işlevselliğini artırmaktadır.


Özet

Şizofreni, erken tanı ve uygun biyolojik tedavi ile yönetilebilen, fakat yaşam boyu takip gerektiren bir psikiyatrik hastalıktır. Psikoterapi ve rehabilitasyon destekleri, hastanın sosyal ve mesleki işlevselliğini artırmada önemli rol oynar.

Randevu Al